Adana Tabip Odası ile TMMOB, KESK, DİSK ve Adana Barosu, “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı açıklamanın ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinden Dr. Yaşar Ulutaş’ın Adana Gazipaşa Aile Sağlığı Merkezi’ndeki görevinden iki ay süreyle uzaklaştırılmasına tepki gösterdi.
Adana Tabip Odası yönetici ve üyeleri ile TMMOB, KESK, DİSK ve Adana Barosu temsilcileri tarafından konuyla ilgili olarak 13 Şubat 2018 tarihinde düzenlenen basın toplantısında, Dr. Yaşar Ulutaş’ın bir an önce görevine iade edilmesi istendi. Ortak açıklamayı Adana Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten okudu.
Açıklamada şöyle denildi:
Hukuksuzluk Adana’da yaşanmaya devam ediyor
“Gerek ülkemizde gerek dünyada ‘Yurtta barış, dünyada barış’ sözünü ruhuyla kavrayarak; ayrımsız herkes için, savaşsız, sağlıklı, eşit, bağımsız, özgür bir Türkiye ve dünya özlemiyle yapılan açıklama ne yazık ki TTB’ye yöneltilen çarpıtma, karalama, hedef gösterme ve giderek yok etme niteliğine dönüştürülmüştür. Bu süreçler esnasında 11 Merkez Konsey üyesine hukuk dışı işlem yapılmıştır. Kamuda çalışan Merkez Konsey üyelerinden Prof. Dr. Raşit Tükel ve Prof. Dr. Taner Gören’e görevli oldukları İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 30 Ocak 2018 tarihinde açığa alındıkları bildirilmiştir. Ancak bu uygulamanın haksız ve hukuksuz olmasının farkına varılarak 12 Şubat 2018 tarihinde bu hatadan dönülmüştür. Yaşanan haksızlık ve hukuk dışı uygulama bununla da sınırlı kalmamış, hukuksuzluk Adana’da yaşanmaya devam etmiştir.”
Her tür suç üretme çabasını reddediyoruz!
“Adana Gazipaşa Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Yaşar Ulutaş’ın sözleşmesi “görevi başında kalmasında sakınca görüldüğü” gerekçesi ile 2 aylığına askıya alınmıştır. Görevi ile hiçbir ilgisi olmayan tamamen hekimliğin evrensel ilke ve değerlerini içeren; insanı, insanlığı ve yaşamı önceleyen ve TTB Merkez Konseyi adına yapılan açıklama nedeniyle hukuksuz bir şekilde hastalarından, görevinden koparılmıştır. Türkiye’nin yakın geçmişi, gözaltına alınan kişilere daha sonradan zorlama suç üretme oyunlarına sahne olmuştur. Arkadaşlarımızın gözaltına alınmalarına neden olan soruşturmanın “uydurma ve karalama” faaliyetine dönüştürülmesi oldukça üzücüdür. Bu anlamda her türlü suç üretme çabasını reddediyoruz.”
Hekimlik değer ve ilkelerini savunduk, savunuyoruz!
“Sağlık Bakanı, Merkez Konseyi’nin temsil yetkisini de tartışarak, hekimleri temsil etmediğimizi söylemiştir. Bilindiği üzere, Merkez Konseyi ve odalarımızın seçim usulü, yasayla belirlenmiştir. Üye olan her hekim aday olabilir; seçim barajı, liste zorunluluğu vb. hiçbir seçilme kısıtlılığı yoktur. TTB’de demokratik bir biçimde göreve gelinir. Yöneticiler bu görevleri nedeniyle herhangi bir ücret almazlar; tamamen gönüllü bir faaliyet yürütürken aynı zamanda çalıştıkları kurumlardaki görevlerine de devam ederler. Bizler hekimlik değer ve ilkelerini geçmişte de savunduk şimdi de savunuyoruz. Dünya Tabipler Birliği’nin kurucu üyesi olan ve 1957-1958 döneminde Başkanlığını yapmış bulunan Türk Tabipleri Birliği’nin 1957 yılında İstanbul’da düzenlediği 11. Dünya Hekimlik Kurultayında, ‘Çatışma Koşullarında Hekim Tutumu’ adlı belge gözden geçirilerek kabul edilmiştir.”
TTB’yi itibarsızlaştırma söylemleri üzüntü ve şaşkınlıkla izlenmekte
“TTB ve diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin isimlerinde yer alan ‘Türk’ ve ‘Türkiye’ sözcükleri, Anayasa gereğince bu mesleklerin hizmet verdikleri alanda, tüm toplumu kapsayan, kamusal yarar taşıyan hizmetler nedeniyle verilmiştir. Bu niteleme her birinin kuruluş kanunlarında yer almaktadır ve ülkemize özgü bir durum değildir. Dünyada da bütün hekim birlikleri ülkelerinin adıyla anılır. TTB’yi itibarsızlaştırmak üzere yapılan söylemler vicdanlı, uygar insanlar nezdinde üzüntü ve şaşkınlıkla izlenmektedir.”
Odalarımıza ve meslek birliğimize sahip çıkıyoruz
“Adana Tabip Odası olarak meslek birliklerinin başında yer alan Türk ve Türkiye isimlerine sahip çıkıyor, tartışmaya açılmasını dahi asla kabul etmiyoruz. Eğer, meslek birliği hekimlik değerlerini savunacaksa, bu örgütün adının değiştirilmesi ve/veya başka uygulamalar içine girilmesi beyhude çabalardır. Odalarımıza, mesleğimize ve meslek birliğimiz olan Türk Tabipleri Birliğine sahip çıkıyoruz. TTB Merkez Konseyinin hiç bir üyesi açığa alınmamışken Dr. Yaşar Ulutaş’ın açığa alınmasını kınıyor en kısa zamanda bu haksız ve hukuksuz uygulamaya son verilmesini istiyoruz. Bu vesile ile TTB’ye destek veren tüm kurum, kuruluş ve kişiler ile tarafsız, gerçekleri çarpıtmadan aktaran, etik ilkelere uygun olarak sorumluluğunu yerine getiren basına; gerek ülkemizde gerekse dünyada “Yurtta barış, dünyada barış” sözünü özüyle kavrayarak varlığını hissettiren dostlarımıza; içtenlikle bize destek veren meslektaşlarımıza, kurumlara, partiler/milletvekillerine; herkes için, savaşsız, sağlıklı, eşit, bağımsız, özgür bir Türkiye ve dünya özlemiyle teşekkür ediyoruz.”
Dr. Ulutaş’tan teşekkür
Dr. Yaşar Ulutaş da, görevine iade edilmek için her türlü hukuki girişimde bulunacaklarını söyleyerek destek veren tüm kurum ve kişilere teşekkür etti.