Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu, kış saati uygulamasına geçilmemesinin toplum sağlığını olumsuz yönde etkilediğini bildirdi.
TTB Merkez Konseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu tarafından yapılan açıklamada, canlıların yaşam fonksiyonlarının güneşin hareketlerine göre düzenlendiği, “biyolojik saat” ya da “sirkadiyen ritim” adı verilen bu durumun canlıların uyku-uyanıklık, vücut ısısı, yeme-içme alışkanlıkları, metabolizma ve hormonal salınım döngülerini kontrol ettiği belirtildi. Biyolojik saatin bozulması durumunun çeşitli sağlık sorunlarına yol açabildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Kış saatine geçilmemesinin insan sağlığı üzerine ciddi olumsuz etkileri vardır. Toplumda depresyon, dikkat dağınıklığı, metabolik sorunlar başta olmak üzere pek çok hastalığın yanı sıra kazaların artışı, bu sağlık sorunları ile ilgili hastalık, ölüm ve sakatlıkların da artışı anlamına gelir. Yetkilileri, toplumun sağlığı ve geleceği üzerine etkileri olabilecek kararlarlar alırken çok yönlü değerlendirmeye ve insan sağlığını her şeyin önünde bir değer olarak ele almaya davet ediyoruz” denildi.
Açıklamanın tam metni aşağıdadır:
BASIN AÇIKLAMASI
KIŞ SAATİNE GEÇİLMEMESİ TOPLUM SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLİYOR!
Geçtiğimiz günlerde Danıştay İdari Davalar Genel Kurulunun aldığı kararla 08.09.2016 tarihli ‘yaz saatinin tüm yıl boyunca sürdürülmesi ile ilgili’ Bakanlar Kurulu kararının yürütmesini durdurmuştur. Ancak şu ana kadar hukukun verdiği bu kararın gereği yerine getirilmediği gibi TBMM’ye hükümet tarafından gönderilen ve önümüzdeki günlerde görüşülmesi beklenen; bir torba yasa teklifinin içinde kış aylarında da yaz saati uygulamasının sürdürülebilmesi için hükümete yetki veren maddelerin olduğu öğrenilmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri yaptıkları açıklamalarla yaz saatini tüm yıl boyunca sürdürme konusunda elektrik tasarrufu yapıldığı iddiası ile uygulamada ısrarcı olacaklarını belirtmişlerdir. Oysa Enerji İşleri Genel Müdürlüğü aylık elektrik istatistikleri raporundaki rakamlar tam tersini göstermektedir. Yaz saatinin kalıcı olarak uygulanmaya başlandığı 2016 ve 2017 yılının ilk aylarında bir önceki yılın aynı ayları ile karşılaştırıldığında elektrik tüketiminde azalma değil; tam aksine artış görülmüştür. Bu artış 2016 yılının Kasım ayında yüzde 6.66; Aralık ayında yüzde 5.97; Ocak 2017`de de yüzde 5.75 olmuştur. Artış oranı Şubat 2017`de yüzde 6.22, Mart 2017`de ise yüzde 6.43`e ulaşmıştır. Üstelik bu artışı sanayi üretimindeki artışla açıklamak da mümkün değildir; aynı dönemdeki sanayi üretimindeki artış yüzde 2-3 arasında kalmıştır.
Kış aylarında yaz saatinin uygulanması, insanda biyolojik saati etkileyerek sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratır. İnsanlar ve bütün canlılar yaşam fonksiyonlarını güneşin hareketlerine göre düzenler. Biyolojik saat veya sirkadiyen ritim de denen bu durum, canlıların uyku-uyanıklık, vücut ısısı, yeme-içme alışkanlıkları, metabolizma ve hormonal salınım döngülerini kontrol eder. Bugüne kadar yapılan çeşitli bilimsel araştırmalarda gece vardiyalarında çalışma gibi nedenlerle biyolojik saatleri bozulan insanlarda şeker hastalığı (tip II diyabet), metabolik sendrom, kalp ve damar hastalıkları, depresyon, bağışıklık sisteminin zayıflaması ile ilişkili hastalıklar, Alzheimer hastalığı gibi sağlık sorunlarının arttığını göstermiştir. Ayrıca biyolojik saatin bozulması, insanlarda dikkat dağınıklığı, konsantrasyon eksikliği, kronik uykusuzluk veya gündüz uyuklama gibi tablolara da yol açarak işyerlerinde veya ulaşım esnasında kazalara, üretim kayıplarına; öğrencilerde ise algılama ve anlama bozukluklarına neden olmaktadır.
Canlıların biyolojik saatleri ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar halen devam etmektedir ve 2017 Nobel Tıp Ödülü bu döngüyü kontrol eden mekanizmalar üzerine yaptıkları çalışmalar nedeni ile üç ABD’li bilim insanı; Jeffrey Hall, Michael Rosbash ve Michael Young’a verilmiştir. Nobel Komitesi bu üç bilim insanına bu yılki Nobel Tıp Ödülünü verme nedenini ‘Yeryüzünde yaşam, gezegenimizin dönüşüyle uyumludur. İnsanlar da dahil yaşayan organizmaların bir iç, biyolojik saati olduğunu ve bu saatin organizmanın günün doğal ritmine uyum sağlamasına yardımcı olduğunu biliyorduk. Ancak bu saatin nasıl çalıştığını Hall, Rosbash ve Young'ın çalışmaları sayesinde öğrendik. Bu bilim adamlarının çalışmaları, bitkilerin, hayvanların ve insanların biyolojik ritimlerini Dünya'nın devinimiyle nasıl uyumlu hale getirdiğini anlamamıza yardımcı oldu.’ cümleleri ile açıklamıştır.
Kış saatine geçilmemesinin toplum sağlığı üzerine olumsuz etkileri dikkate alınmalıdır. Güneş ışığından daha fazla yararlanarak enerji tasarrufu sağlamak amacıyla uygulanan “yaz saati”nin, kış aylarında da sürdürülmenin enerji tüketimi açısından hiçbir ekonomik getirisi olmadığı gibi biyolojik saatin bozulması nedeni ile insan sağlığı üzerine ciddi olumsuz etkileri vardır. Toplumda depresyon, dikkat dağınıklığı, metabolik sorunlar başta olmak üzere pek çok hastalığın yanı sıra kazaların artışı, bu sağlık sorunları ile ilgili hastalık, ölüm ve sakatlıkların da artışı anlamına gelir. Yetkilileri, toplumun sağlığı ve geleceği üzerine etkileri olabilecek kararlarlar alırken çok yönlü değerlendirmeye ve insan sağlığını her şeyin önünde bir değer olarak ele almaya davet ediyoruz.
TTB Halk Sağlığı Kolu
TTB Merkez Konseyi