14 Mart Tıp Haftası’nın son gününde Türk Tabipleri Birliği (TTB) -İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) çağrısıyla, 18 Mart 2018, Pazar günü 12.00’da yüzlerce hekim Tünel Meydanı’nda biraraya geldi.
“İyi Hekimliği Savunmakta Kararlıyız! Tükenmiyoruz, Birlikte Güçlüyüz!” pankartı taşıyan hekimler, “Eşit, Ücretsiz, Nitelikli Sağlık Hakkı”, “Esnek ve Güvencesiz Çalıştırılmaya Hayır”, “Sağlıkta Dönüşüm Şiddetine Son”, “Vatandaşı Hacamatçıya, Ülkeyi Karanlığa Teslim Etmeyeceğiz”, “Savaşa Değil Sağlığa Bütçe”, “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir” sloganlarıyla yürüdüler.
Yürüyüşe İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Turhan Atalay da destek verdi.
Kortej Galatasaray Lisesi önüne ulaştığında Taksim’e yürüyüşün önü polis barikatıyla kesildi ve hekimler basın açıklamasını Galatasaray Meydanı’nda yapmak zorunda kaldılar.
Burada bir konuşma yapan İTO Sağlık Politikaları Komisyonu Üyesi Dr. Osman Öztürk şunları söyledi: “Basın açıklamamızı Türkiye’de modernleşme sürecinin çok önemli bir odağı olan, Tevfik Fikret’in müdürlük yaptığı, istibdata karşı mücadele edenlerin merkezlerinden biri olan Galatasaray Lisesi önünde yapıyoruz. Aslında bu kurum Galatasaray Lisesi olmadan önce Tıbbiye’ydi. Galatasaray Tıbbiyesi’yle birlikte Türkiye’de gerçek anlamda modernleşme başlamıştır. Osmanlı Türk tarihinin öncü adımlarındandır tıp modernleşmesi. Bu sebeple hekimler her zaman modernden, her zaman aydınlanmadan, her zaman çağdaşlıktan ve laiklikten yana olmuştur. Hekimler geçmişte de bugün de her zaman özgürlükleri savunmuşlar, her zaman baskıcı rejimlere, diktatörlüklere ve istibdata karşı çıkmışlardır. Dün olduğu gibi bugün de bu tavrımızdan ödün vermiyoruz, ülkemizin geleceğini, demokrasiyi, emeğin haklarını, barışı ve meslek örgütümüzü sonuna kadar savunacağız.”
“İnsanca yaşama ve çalışma koşulları istiyoruz”
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel de, 14 Mart Haftasının son gününde, geleneksel hekim yürüyüşünü yaparak taleplerini dile getirdiklerini söyledi. Tükel, bu talepleri yıllardır dile getirmelerine karşın, şu ana kadar bu taleplerin gerçekleştiğine tanıklık edemediklerini belirtti. Hekimlerin, Sağlıkta Dönüşüm Programı ve bu programın getirdiği piyasacı sağlık anlayışı içerisinde ücretleri başta olmak üzere özlük hakları açısından büyük bir baskı altında olduklarını kaydeden Tükel, emekli hekimlerin açlık sınırının biraz üzerinde maaş alabildiklerini, hekimler ay sonunu zor getirebildiklerini, birden fazla işte, uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Tükel, “Biz insanca yaşamaya yetecek, güvenceli bir ücret talep ediyoruz” diye konuştu.
“Yıpranma payı yaşama geçirilmelidir”
Sağlık çalışanları ve hekimlerin çok zor koşullar altında çalıştıklarını, sürekli hastalarla ve hastalıklarla birarada çalışmanın getirdiği bir dizi fiziksel ve psikososyal sorunla karşı karşıya kaldıklarını ve yıprandıklarını anlatan Tükel, “Yıpranma payı istiyoruz. Fiili hizmet zammının yasada düzenleme yapılarak gerçekleşmesini talep ediyoruz. 2014 yılından bu yana hükümet yetkilileri, Sağlık Bakanları, bakanlık yetkilileri tam 12 kez sağlık çalışanlarına müjde vererek fiili hizmet zammı verileceğinin, emekli aylıklarının artırılacağı açıklamaları yaptılar. Sağlık Bakanı son olarak 2 Şubat’ta açıklama yaptı ve aynı müjdeyi tekrarladı, ama şu ana kadar atılmış bir adım yok. Her 14 Mart geçtikten sonra bu vaatler unutuluyor” dedi.
“TTB’nin Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı yasalaştırılmalıdır”
Sağlıkta şiddetin çok ciddi boyutta bir sorun olduğuna dikkat çeken Tükel, kayıtlı verilere göre günde en az 30 sağlık çalışanının şiddete uğradığını vurguladı. Sağlıkta şiddetin öncelikli sorumlusunun sağlıkta uygulanan politikalar olduğunu belirten Tükel, bununla birlikte hukuksal düzenlemelerin sağlıkta şiddetin önlenmesinde caydırıcılık oluşturacağını düşündüklerini ve bu nedenle TTB’nin hazırladığı Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı’nın bir an önce yasalaştırılmasını istediklerini kaydetti.
“Güvenlik soruşturmaları kaldırılmalıdır”
Tükel ayrıca, uzun yıllar tıp eğitimi aldıktan sonra bitirdikleri okullarında ve mesleğe başlama aşamasında, güvenlik soruşturması gerekçesiyle kamu görevlerinden, mecburi hizmete gitmekten alıkonulan ve mesleğini yapamayacak duruma getirilen genç hekimlerin sorununa değindi. OHAL KHK’sıyla bütün devlet memurlarına getirilmiş bulunan güvenlik soruşturmalarının kaldırılmasını, bu gerekçeyle göreve başlatılmayan tüm hekimlerin, tüm sağlık çalışanlarının göreve başlatılmasını talep eden Tükel, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bugün burada vaat dinlemek istemediğimizin bilinmesini ve taleplerimizin gerçekleştirilmesi yönünde adımların bir önce atılmasını beklediğimizi belirtiyorum. Bugün 18 Mart, emperyalizme karşı verilen mücadelenin önemli bir dönüm noktası. Çanakkale savaşında içlerinde tıbbiyelilerin de olduğu hayatını kaybedenleri saygıyla anarak sözlerimi sonlandırmak istiyorum.”
“Hekimler olarak uyarmaya devam edeceğiz”
İTO Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez de şunları söyledi:
“Biz vatandaşlarımıza her koşul altında, ırk, dil, cins, mezhep farkı gözetmeksizin, nitelikli sağlık hizmeti verilmesini savunan bir kurumuz. Sağlıkta dönüşümü tasarlayanlar ve uygulayanlar sebebiyle vatandaş nitelikli, eşit sağlık hizmetini rüyasında görür hale geldi. Tabip Odası olarak bir sorumluluğumuz da tıpta yaşanan gelişmeleri takip etmek ve çağdaş adımların ülkemizde de atılması için söz üretmek, takipçi olmaktır. Bizler sağlıklı bir toplum için huzurlu, barış içinde bir ülke iklimi istiyoruz. Bu yüzden de savaşın bir hak sağlığı sorunu olduğunu dile getiriyoruz. Bu söze ilave edeceğimiz pek çok başlık var: Çocuk yaşta evlilikler bir halk sağlığı sorunudur. Kadın cinayetleri bir halk sağlığı sorunudur. Listemiz uzun ve biz söz üretmeye, uyarmaya devam edeceğiz.”
Basın açıklamasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İncilay Erdoğan kamuoyuyla paylaştı. Dr. İncilay Erdoğan basın açıklamasını yaptıkları Galatasaray Meydanı’nda uzun yıllardır mücadele yürüten Cumartesi Anneleri’ni saygıyla andıklarını belirtti ve “Hekimler olarak sağlık çalışanlarının emeğinin sömürülmediği, haklarını alabildiği, demokratik ortamlarda çalışabildiği, ülkemizde demokrasinin, barışın ve özgürlüklerin hakim olduğu bir iklim oluşuncaya kadar biz de Cumartesi annelerinin inadı, ısrarı ve inancıyla mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Dr. İncilay Erdoğan ayrıca; halen tutuklu bulunan İstanbul Tabip Odası Üyesi, Toplum ve Hekim Dergisi editörü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun da bir an önce serbest bırakılması çağrısını yaptı.